Politika

Arıkan, Babacan ve Davutoğlu, Yeni Yol Grup Toplantısında Konuştu

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Yeni Yol Partisi'nin TBMM grup toplantısında konuştu.

Abone Ol

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, terör örgütü PKK'nın silah bırakma ve fesih kararına ilişkin, "Bizim için, akan kanın durmasına, şiddetin son bulmasına, siyasetin alanının genişlemesine, hak ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamaların kalkmasına vesile olacak her adım kıymetlidir. Biz iktidarın şiddetin önüne geçmeye yönelik samimi çabalarını desteklemekten imtina etmeyiz. Ancak iktidarın, neyin olmaması gerektiğine dair bir vurgu olan, 'Terörsüz Türkiye' tanımlamasının yeterli olmadığı kanaatindeyiz. İhtiyacımız olanı, istemediğimizi değil, istediğimizi dile getirerek söylemeliyiz. 'Terörsüz Türkiye' müphem bir kavramdır. Bizim ihtiyacımız olan, 'Yaşanabilir bir Türkiye'dir.' Yaşanabilir bir Türkiye'de terör de yoktur, kayyım da şiddet de yoktur, gözdağı vermeye yönelik gözaltılar da yoktur. Yaşanabilir bir Türkiye'de kin ve nefret dili de yoktur, inkar ve asimilasyon politikaları da yoktur. Yaşanabilir bir Türkiye'de anneler de ağlamaz evlatlar da yitirilmez. Yaşanabilir bir Türkiye'de hukukun üstünlüğü, emeğe saygı, hakça paylaşım vardır. Yaşanabilir bir Türkiye'de devletin işleyişini, kanun hükmünde kararnameler değil; adalet belirler. PKK'nın; silah bırakması, kendini feshetmesi, nasıl olumlu bir gelişme olarak görünüyorsa, iktidarın da baskı ve tahakkümden vazgeçmesi, ülkeyi şeffaf bir şekilde yönetmesi, TBMM'yi gerçekten bir müzakere zeminine dönüştürmesi aynı şekilde olumlu bir gelişme olacaktır" ifadelerini kullandı.

'CUMHURBAŞKANI MECLİSİ BİLGİLENDİRMELİDİR'

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise PKK'nın silah bırakma ve fesih kararını duyurduğu açıklama metninde yer alan ifadelerden rahatsız olduklarını söyledi. Babacan, "İktidara çağrımız; toplumumuzun sinir uçlarıyla oynayan bu açıklamanın işaret ettiği tehlikelerin farkında olması ve gereğini yapmasıdır. Sürece baktığımızda, şimdi sırada; örgütsel bağlılık fark etmeksizin, bütün terör unsurlarının, fesih kararına uygun biçimde derhal silah bırakması vardır. Silahların teslimi, kontrolü, envanterinin tutulması gibi hususlar hiçbir tereddüde yol açmayacak usullerle yapılmalıdır. Şunu da açıkça bilmemiz gerekir ki; önümüzdeki aylarda örgütün fesih süreciyle ilgili oldukça karmaşık gelişmelere şahit olacağız. Meclis çatısı altında görüşülüp karara bağlanması gereken pek çok konu gündeme gelecek. Burada çok önemli bir konuya işaret etmek istiyorum; bu sürecin her aşamasında, ülkenin Cumhurbaşkanı, toplumu ve Meclisi doğrudan kendisi bilgilendirmelidir. Cumhurbaşkanı, bu süreçte yapılacakların doğru olduğuna gerçekten inanıyorsa, her adımı açıkça bizzat sahiplenmelidir. Bu işin şakası yok. Aksi halde, sürecin başarıyla tamamlanması mümkün olmayacaktır" diye konuştu.

'SÜREÇ TBMM'DE ŞEFFAFLIK İÇİNDE YÜRÜTÜLMELİDİR'

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da Türkiye'nin tarihi bir dönemden geçtiğini vurguladı ve yürütülen sürecin tüm bölgeyi yakından ilgilendirdiğini belirtti. Davutoğlu, "Örgüt terör tehdidinin sözde değil gerçekte bittiğini gösterecek şekilde silahlarını Türk ve Iraklı yetkililerin gözetiminde kamuoyu önünde teslim etmelidir. Bir törenle başlayacak bu teslimatın detayları kamuoyu ile paylaşılmalı; silahlar uygun zamanda tekrar çıkarılabilecek şekilde meçhul yerlere gömülmemeli; tümüyle tasfiye edilmelidir. Örgütün insan unsuru dağıtılmalı; herhangi bir suça bulaşmamış olanlar rehabilite edilmeli; örgütün Türkiye’ye girmesi sakıncalı üst düzey kadroları Türkiye’ye müzahir bir ülkede denetim altında tutulmalıdır. Örgütün finansal ağı çözülmeli; uyuşturucu trafiğinde de beslenen terör sektörünün ağababalarının provokasyonları engellenmelidir. Şam yönetimi ve Suriyeli Kürtlerin demokratik temsilcileri ile birlikte üçlü bir mekanizmayla terörün Suriye ayağı da dağıtılmalıdır. Sınır ötesindeki kardeş Kürt toplulukların hakları, sorunları, kaderi ve geleceği hiçbir yabancı gücün iradesine terk edilmemelidir. Suriye, Irak ve İran ile birlikte bölgedeki Kürtlerin huzur, sükun ve barışı teminat altına alınmalıdır. Bu bağlamda Mezopotamya havzası başta olmak üzere Türkiye, Suriye ve Irak arasında ikili ve üçlü projelere ekonomik entegrasyon projeleri geliştirilmelidir. Geniş kapsamlı bir demokrasi ve hukuk reformu açıklanmalı; düşünce özgürlüğü en geniş kapsamlı niteliğe kavuşmalı, kamu vicdanını derinden sarsan tutuklu aydınlar, gazeteciler ve siyasetçiler serbest bırakılmalıdır. Süreç bütün partilerin katılımıyla TBMM’nde tam bir şeffaflık içinde yürütülmelidir. Şehit ve gazi derneklerimiz olmak üzere kaygı ifade eden bütün kesimler ve sivil toplum sürece dahil edilmelidir. Ve nihayet bu sürecin birinci derecede muhatabı ve sorumlusu Sayın Cumhurbaşkanı bu unsurları da kapsayacak şekilde kamuoyundaki kaygıları giderecek bir ulusa sesleniş yapmalı ve muhalefet partilerine bir çağrıda bulunarak başta kendisini bağlayacak sözlerle birlikte, bir yol haritası ilanını milletle paylaşmalıdır" dedi.

sonbirsoz.com