Avrupa Parlamentosu’nun raporunda, Türkiye-AB ilişkilerinin 2016’dan bu yana fiilen durma noktasına geldiği vurgulandı. Brüksel yönetimi, bu durumu “Türkiye’deki demokratik gerileme, ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı konularındaki sorunlar ile Kıbrıs meselesi”ne bağladı.
“Türkiye’nin Jeopolitik Önemi Yeterli Değil”
Rapor, Türkiye’nin Avrupa güvenliği açısından önemli bir aktör olduğuna dikkat çekse de, bu rolün üyelik sürecini meşrulaştırmaya yetmeyeceği açık bir dille ifade edildi:
“Avrupa’nın savunması için Türk askerinin katkısı, Türkiye’nin AB üyeliği için yeterli bir neden değildir.” Ayrıca, “Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik önemine rağmen, demokratik gerilemenin AB üyelik sürecini kilitlediği” belirtildi. Raporda, Türkiye toplumunun özellikle genç kesimlerinin Avrupa yanlısı tutumuna dikkat çekildi ancak “Türkiye hükümeti temel demokratik eksiklikleri giderememiştir” ifadesiyle mevcut yönetimin bu beklentilere karşılık veremediği vurgulandı. Bu nedenle, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin dondurulması gerektiği bildirildi. Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile ilişkilerde tam üyelik hedefi yerine, “imtiyazlı ortaklık” ya da “farklı bir çerçeve” üzerinde çalışılması gerektiğinin altını çizdi.
İnsan Hakları İhlalleri Sert Dille Eleştirildi
Raporda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın hâlâ cezaevinde olması gibi başlıklar öne çıktı.
“Türkiye’deki demokratik standartların sürekli kötüleşmesinden ve eleştirel seslerin bastırılmasından derin endişe duyulmaktadır.” ifadeleri kullanıldı. 19 Mart sonrası protestolara yönelik sert müdahaleler ve delilsiz yürütülen toplu yargılamalar da eleştirilerek, İmamoğlu’na yönelik yargılamanın “meşru bir rakibin seçimlere katılmasını engellemeye yönelik siyasi hamle” olduğu belirtildi.
Kıbrıs Ziyareti İçin “Yasadışı ve Kışkırtıcı” İfadesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs’a yaptığı son ziyarete ilişkin ise raporda şu ifadeler yer aldı:
“İşgal altındaki bölgeye yapılan yasadışı ve kışkırtıcı ziyaret, Kıbrıs’taki hem Rum hem de Türk toplumunun çıkarlarına doğrudan meşru olmayan bir müdahaledir.”
Katılım Kriterleri Yeniden Hatırlatıldı
Raporun sonunda, Türkiye'nin AB’ye üyelik yolunda yerine getirmesi gereken kriterlere tekrar dikkat çekildi:
“AB üyeliği; demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, azınlıklara saygı, iyi komşuluk ilişkileri, uluslararası hukuk ve AB’nin dış politikasına uyumu garanti eden istikrarlı kurumları gerektirir.”
NATO ve Bölgesel İşbirliği Başlıkları da Raporun Gündeminde
Türkiye’nin Karadeniz, Ukrayna ve Ortadoğu gibi kritik bölgelerdeki rolü de raporda değerlendirildi. NATO müttefikliği çerçevesinde, enerji güvenliği, iklim değişikliği, terörle mücadele ve bölgesel istikrar konularında daha derin işbirliği çağrısı yapıldı. Ancak bu işbirliğinin “Türkiye’nin demokratik normlardan uzaklaştığı sürece sınırlı kalacağı” ifade edildi. Raporun mimarı Nacho Sánchez Amor, Türkiye'den gelen “üyelik süreci canlandırılsın” çağrılarına şu sözlerle yanıt verdi: “Üyelik, güvenlik veya jeopolitik meselelerle ilgili değil, demokrasiyle ilgilidir. Yakın zamanda Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasında olduğu gibi, Türkiye otoriter modele doğru ne kadar yaklaşırsa, AB’ye üyelik ihtimali de o kadar uzaklaşıyor.”
sonbirsoz.com
