Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG’nin süreci oyaladığını belirterek, anlaşmalara uyulmaması halinde askeri seçeneklerin yeniden gündeme gelebileceği uyarısında bulundu. Fidan, “Tekrar askeri yollara başvurmak zorunda kalmak istemiyoruz ancak ‘SDG’, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalıdır” dedi.
TRT World’de yayınlanan “One on One” programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Fidan, SDG’nin 10 Mart Anlaşması’na bağlılıklarını yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Fidan, bu sürecin Suriye’nin ulusal birliği açısından hayati öneme sahip olduğunu ifade etti.
Gazze Ateşkesi Sürekli İhlal Ediliyor
Gazze Şeridi’ndeki ateşkese de değinen Fidan, ateşkesin Türkiye açısından büyük önem taşıdığını belirterek, son iki yılda yaşananların bir insanlık trajedisi ve soykırım olduğunu söyledi. Ateşkesin kabul edilmesine rağmen sürekli ihlal edildiğini ifade eden Fidan, “Ateşkes ilan edildiğinden bu yana yaklaşık 400 Filistinli hayatını kaybetti. Filistinliler ise ateşkese riayet etmeye devam ediyor” dedi.
Fidan, mevcut insani yardım miktarının yetersiz olduğunu vurgulayarak, Müslüman ülkeler ve uluslararası toplumun ateşkesin ikinci aşamaya geçmesi yönünde güçlü bir irade ortaya koyduğunu belirtti.
“Gazze’de Yaşananlar Batı Şeria’ya Sıçrayabilir”
Aksi durumda Gazze’de yaşanan katliamların yeniden başlayabileceği uyarısında bulunan Fidan, “Bu durum bulaşıcıdır. Allah korusun, aynı tabloyu Batı Şeria’da da görebiliriz” ifadelerini kullandı.
Uluslararası İstikrar Gücü ve İsrail’in Tepkisi
Türkiye’nin olası Uluslararası İstikrar Gücü’ne katılımına da değinen Fidan, İsrail’in bu ihtimale sert şekilde karşı çıktığını söyledi. Fidan, “İsrail, Türkiye’nin bu güce katılımına şiddetle karşı çıkıyor ancak tek muhatap İsrail değil. Diğer ilgili aktörlerle de görüşmelerimiz sürüyor” dedi.
Türkiye’nin başından beri insani, askeri, teknik ve sağlık alanlarında sorumluluk almaya hazır olduğunu hatırlatan Fidan, bu yöndeki çalışmaların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yürütüldüğünü kaydetti.
DEAŞ Tehdidi ve Bölgesel İşbirliği
Suriye’de DEAŞ tehdidine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, bölge ülkeleri arasında güçlü bir işbirliği mekanizması kurulması halinde bu tehdidin etkili şekilde bertaraf edilebileceğini söyledi. Türkiye’nin terörle mücadelede 40 yılı aşkın bir tecrübeye sahip olduğunu vurgulayan Fidan, Suriye’nin de artık devlet refleksiyle bu süreci yönetmeye başladığını ifade etti.
Suriye’nin DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona katılmasını olumlu bir adım olarak değerlendiren Fidan, bunun Şam yönetiminin terörle mücadelede kararlılığını ortaya koyduğunu dile getirdi.
“SDG Zaman Kazanmaya Çalışıyor”
SDG’nin Suriye’ye entegrasyon sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, sürecin yavaş ilerlemesinden duyulan rahatsızlığı açıkça dile getirdi. Fidan, “Biz ve bazı ortaklarımız, SDG’nin zaman kazanmaya çalıştığını düşünüyoruz. Belki başka bölgesel krizler ya da İsrail’in yayılmacı politikalarına dair beklentiler içindeler” dedi.
Suriye’deki diğer silahlı grupların Savunma Bakanlığı’na bağlandığını hatırlatan Fidan, tek komuta yapısının devlet egemenliği açısından zorunlu olduğunu vurguladı.
“Askeri Seçenek Son Çare Ama Masada”
Türkiye’nin önceliğinin diyalog ve barışçıl yöntemler olduğunu belirten Fidan, buna rağmen net bir uyarıda bulundu:
“Tekrar askeri yollara başvurmak zorunda kalmak istemiyoruz ancak ‘SDG’, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalıdır. 10 Mart Anlaşması’nı gecikmeden ve çarpıtmadan yerine getirmelerini bekliyoruz.”
Fidan, doğru yöntem ve işbirliğiyle hedefe ulaşılabileceğine dair temkinli bir iyimserlik taşıdığını da sözlerine ekledi.