Dış Ticarette Rota Afrika olmalı...

Afrika, küresel ticaretin yeni rekabet sahnesi olarak hızla yükselirken, çok kutuplu dünya ekonomisi Türkiye için yeni bir yön çiziyor. Artık Afrika pazarı, tercihten ziyade stratejik bir zorunluluk olarak öne çıkıyor.

Abone Ol

Küresel ticaretin ekseni sessiz ama kararlı bir şekilde değişiyor. Bir zamanların tek merkezli dünya ekonomisi, bugün çok kutuplu bir yapıya evrilmiş durumda. Bu dönüşümün en dikkat çekici adreslerinden biri ise hiç şüphesiz Afrika. Uzun yıllar boyunca potansiyeli konuşulan, ancak erişim zorluğu nedeniyle ihmal edilen bu kıta, artık yeni küresel rekabetin sahnesi haline geliyor. Ve tam da bu nedenle, Türkiye’nin dış ticarette rotasını Afrika’ya çevirmesi bir tercihten öte stratejik bir zorunluluk hâline gelmiştir.

Afrika: 1,4 Milyarlık Genç ve Dinamik Bir Pazar

Afrika bugün 1,4 milyarlık nüfusu, 2050’de 2,5 milyara ulaşacak demografisi ve hızla kentleşen yapısıyla dünyanın en büyük genç tüketici havuzunu barındırıyor. Gelir seviyeleri artıyor, orta sınıf genişliyor ve ihtiyaç yelpazesi hızla çeşitleniyor. Elektrikten sağlığa, inşaattan dijitale, enerjiden tarıma kadar tüm sektörler Afrika’da büyüme hikâyesi yazıyor.

Bu dinamik tablo, dış ticaret yapan her ülke için tek bir anlam taşıyor: erken gelen kazanır.

Çin ve Körfez Ülkeleri Çoktan Sahada

Bugün Çin, Afrika’nın en büyük ticaret ortağı. Sadece ticaret değil, altyapı yatırımlarından bankacılık sistemine kadar her alanda derin bir hâkimiyet kurmuş durumda. Körfez ülkeleri ise gıda güvenliği, enerji, liman işletmeciliği ve lojistik üzerinden kıtada yeni bir hâkimiyet alanı oluşturuyor.

Bu tablo Türkiye için hem bir uyarı hem de bir fırsat niteliğinde.

Zira Afrika’da rekabet sertleşiyor, ancak hâlâ birçok ülke Türk girişimcilerini “adil ortak”, “hızlı çözüm üreten iş insanı” ve “güvenilir tedarikçi” olarak konumlandırıyor. Bu algı, bizim en büyük avantajımız.

Afrika’ya Açılan Türk Şirketleri Kazanıyor

Son 10 yılda Afrika’da iş yapan Türk firmaları, sadece ticaret değil; müteahhitlik, enerji, sağlık, lojistik ve perakende gibi sektörlerde önemli başarılar elde etti. Türk ürünleri uygun fiyat-kalite dengesiyle hızla kabul görüyor. Ayrıca Türkiye’nin Afrika’da 44 büyükelçilik bulundurması, diplomatik temasların kesintisiz devam etmesi ticareti destekliyor.

Fakat potansiyelin kullanıldığı söylenemez.

Bugün Türkiye’nin Afrika’ya ihracatının toplam ihracat içindeki payı yaklaşık %10 civarında. Oysa Afrika’nın sunduğu büyüklük düşünüldüğünde bu oran en az iki katına çıkabilecek durumda.

Anahtar Sektörler Nereler?

Afrika ile dış ticaretin hızla büyüyebileceği başlıca sektörler şunlar:
• Gıda ve tarım teknolojileri: Gıda güvenliği Afrika’nın kırılgan noktası. Türk tarım makineleri, sulama sistemleri ve gıda ürünleri yüksek talep görüyor.
• Enerji ve yenilenebilir kaynaklar: Güneş enerjisi başta olmak üzere enerji açığını kapatacak çözümler büyük bir pazar oluşturuyor.
• İnşaat ve altyapı: Yollar, limanlar, konutlar, hastaneler—Afrika’nın altyapı ihtiyacı henüz yolun başında.
• Sağlık hizmetleri: Türkiye modeli sağlık sistemine yönelik büyük bir ilgi mevcut.
• Dijital ticaret ve fintech: Genç nüfus teknolojiye yatkın; mobil ödeme sistemleri rekor büyüyor.

Bu sektörlerin her biri Türk şirketlerinin güçlü olduğu alanlar.

Türkiye Neden Şimdi Afrikaya Açılmalı?

1. Tedarik zincirleri Doğu’dan Batı’ya kayarken yeni bağlantı merkezleri gerekiyor.
2. Afrika, üretim maliyetleri açısından yeni bir fabrika niteliği taşımaya başladı.
3. Kıta genelinde siyasi istikrar artıyor ve uluslararası yatırım destekleri güçleniyor.
4. Türkiye’nin savunma sanayiinden sağlığa kadar yükselen marka değeri, Afrika’da ciddi bir talep oluşturuyor.

Bugün Afrika’ya geç kalan kaybeder; erken yatırım yapan ise sadece ticaret değil, gelecek 30 yılın ekonomik ağlarını kurar.

Son Bir Söz olarak;

Türkiye’nin dış ticarette yeni bir hikâye yazma zamanı geldi. Avrupa doygun, Orta Doğu dalgalı, Uzak Doğu rekabeti sert… Fakat Afrika henüz keşfedilmemiş bir potansiyel olarak bekliyor. Bu kıtaya stratejik bir vizyonla yaklaşanlar yalnızca ihracat rakamlarını büyütmeyecek; aynı zamanda Türkiye’nin küresel ticaretteki konumunu yeni bir seviyeye taşıyacak.

Rotayı Afrika’ya çevirmek, geleceği doğru okumaktır.