AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, parti genel merkezinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Ala, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yolsuzluk soruşturmasına ilişkin, "Dosya yargının elinde, yargılama süreçleri devam ediyor. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi, bu davayı yolsuzluk davası olmaktan çıkarıp siyasi bir dava gibi lanse etmeye çalışıyor. Bu, beyhude bir çabadır. Daha önce İSKİ davası gibi örnekler yaşandı; o zaman AK Parti bile yoktu. Kamu işlerini doğru dürüst yönetmek gerekir. Yolsuzluk varsa, bunun ortaya çıkarılması lazım. Kim olursa olsun, yolsuzluğun arkasında durulmamalı. Türkiye'nin zaten yeterince siyasi meselesi var. Bir yolsuzluk davasını siyasi alana taşıyarak perdelemek, taşıyanları da aşağı çeker" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kamu Malının Usulsüz, Savurgan Kullanılması, İstismar Edilmesi Bizim İçin Asla Kabul Edilemez
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kamu Malının Usulsüz, Savurgan Kullanılması, İstismar Edilmesi Bizim İçin Asla Kabul Edilemez
İçeriği Görüntüle

'SAVCININ BİR PARTİSİ YOK'

Ala, "CHP'nin bir mevzu olduğu zaman temel yanlışlarından biri, böyle anlarda siyaseti burada tüketiyor olmalarıdır. Bunun için de çok partili hayata geçtiğimizden beri iktidara gelemiyorlar. Nereden biliyorlar mesela? Savcılık, devletin bir kurumu, 'Burada bunlar var' diyor. Peki kendileri onun öyle olmadığı bilgisini o kadar sağlam nasıl sahipleniyor? Kendi partisinde olan bir hadise için önce 'Biz de soruşturma açtık' derler değil mi? Daha ilk cümlede 'yok' diyorlar. Savcının bir partisi yok, savcı bir partinin savcısı değil. Bu yargı sistemi bize de kapatma davası açmış. O bir siyasi davaydı. Orada da 'Bu siyasi dava değildir' diyen oldu mu? Ama o zaman bile 'Ankara'da hakimler var' dedi Cumhuriyet Halk Partisi. Yani siyasi davada 'Ankara’da hakimler var' diyor. Ama bir yolsuzluk davasında 'Savcılık burada ne arıyor' diyor. Şimdi böyle mantıksal bir tutarsızlık var. Onun için burada bunu kendi haline bırakalım. Kendi seyrinde işliyor. Kimsenin pozitif ya da negatif müdahale edeceği bir alan değil. Türkiye'nin hukuk sistemi içerisinde bu işlemeli ve işliyor" ifadelerini kullandı.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Ardından yeni anayasa çalışmalarına değinen Ala, "Anayasa değişiklikleri, yapıldıkları atmosferin ruhunu da yansıtırlar. Bu anayasadaki değişiklikler, her seferinde büyük bir krizden sonra, sistem krizinden sonra yapıldı. O krizi çözmek üzere yapıldı. Daha sonraki gelişmelerde darbe teşebbüsleri oldu, sonra da bu Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi ama sistem bir bütün olarak ele alınamadı. Yani o anda mümkün olduğu kadar değiştirildi. Onun için parça parça değiştirildi. Parça parça değiştirildiği zaman elinizde yeni marka bir demokrasi olmaz. Yani defoları gidermeye çalışıyorsunuz. Defolu demokrasiden garantili demokrasiye geçelim diyorsunuz ama bu sistemiyle beraber, felsefesiyle beraber çalışma ister. 60’taki rejimin ortaya çıkardığı bu serüvene bir son verme zamanı. Yeni bir paradigma ile sivil özgürlükleri, hürriyetleri garanti altına alan, yeni bir siyasal iklimde, yeni bir paradigma ile yeni bir sivil anayasa yapma zamanı" diye konuştu.

'ANAYASALARIN MADDELERİ KRİZ ÇIKARIYOR'

Anayasaların ülkelerde kriz çıkmasın diye yapıldığını ancak Türkiye'de anayasaların kriz çıkardığını kaydeden Ala, "Anayasaların maddeleri kriz çıkarıyor. Bu 60'ta da 61'de de 71'de de 80'de de ondan sonraki 28 Şubat'ta da e-muhtırada da ondan sonraki 17-25’te de 15 Temmuz’da da bütün o süreçlerde, kapatma davasında hep krizin kaynağı oldu. Oysa anayasalar çözümün kaynağı olmalı. Eski 82 Anayasası'nı bu haliyle devam ettirmemiz için bir neden bile gösteremeyiz. Ama yeni, sivil ve kapsamlı hakları garantiye alan, Türkiye’nin önünü açan, fırsatları çoğaltan ve devletin hızlı işleyişini sağlayan böyle bir anayasaya da 'hayır' demek için hiçbir neden ortaya koyamazsınız. Ama 'evet' demek için onlarca neden sayabiliyorsunuz. Mademki her parti yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söylüyor ve Türkiye’nin yararına olduğunu söylüyor, o zaman bir masa etrafına gelelim, etrafında buluşalım. Sonra herkes orada yeni anayasadan ne kastediyor, hangi şeyler talep ediyor, mevcut anayasada itiraz ettikleri neler; orada tartışılmalı" dedi.

'ANAYASAYI MUHALEFET PARTİLERİYLE BİRLİKTE YAPMAYI ARZU EDERİZ'

Ala, AK Parti’nin kurumsallaştırdığı en önemli hususun 'Bundan sonra bu memleketi siyaset yönetir' anlayışı olduğunu ifade ederek, "Bu bir makas değişimidir. Yani AK Parti sayesinde vesayetin fiilen ortadan kaldırılması ve siyasetin alanının genişlemesi mümkün oldu. Onun için de herkes şimdi iktidarı sandıkta arıyor. Bu önemli bir makas değişimidir. Kimse Genelkurmay koridorlarında, Anayasa Mahkemesi’nin koridorlarında artık iktidar aramıyor. Arasa da bulamıyor. Dolayısıyla, şimdi bu atmosfer içerisinde, Türkiye'nin hem siyaseten hem ekonomik olarak geldiği bu aşamada, artık yeni bir anayasayı konuşmak, partiler için de son derece ve üzerlerinde herhangi bir baskı hissetmeden, siyasetin dışında anayasanın ne olması gerektiğini söyleyecek bir vesayet odağı tehlikesi olmadan, baskısı olmadan, bu konuşulabilir hale geldi. Elde edilen bu siyasal başarının bütün Türkiye’de kurumsallaşması ve artık geriye dönülmez biçimde garantiye alınması için yeni, sivil bir anayasaya ihtiyacı var" diye konuştu.

Ala ayrıca yeni anayasa oluşturma sürecinde herkesin kendi düşüncesini dile getireceğini, tabanını ve karşı tarafı dikkate alacağına dikkat çekerek, "Tek başımıza çoğunluk olsak bile, anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde etsek bile biz muhalefet partileriyle birlikte yapmayı arzu ederiz" dedi.

'BİZ BURADA NETİCE ALINACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ'

Efkan Ala, 'Terörsüz Türkiye' hedefine ilişkin de şunları söyledi:

"Provokasyonlara imkan vermemek, onların yönlendirilmesini önlemek için, provokasyonların kesintiye uğratmasını, yönlendirmesini önlemek için hem tedbirler alınıyor hem de hızlı bir biçimde sonuç alınması için çalışılıyor. Şu anda devlet ile kurumları, güvenlik birimleri çalışıyor. Ve ümit ediyorum ki öngörüldüğü biçimde sonucu alırız. Tabii herkes elinden geleni yapmalı. Bizler de 'Terörsüz Türkiye' hedefine ulaşmak için bütün imkanları seferber ediyoruz; değerlendiriyoruz, kullanıyoruz. Cumhur İttifakı burada çok net bir karar sergiliyor. Diğer siyasal partilerin de önemli oranda desteğini görüyoruz. Onlar da Türkiye’nin bu projesine, bu devlet projesine destek verdiklerini açıklıyorlar. Çok az bir kısmı karşı çıkıyor. Toplumsal destek de var. Toplumsal destek de bu projenin arkasında. Dolayısıyla biz burada netice alınacağını düşünüyoruz. 'Terörsüz Türkiye' hedefine ulaşıldığı zaman, Türkiye'de birçok mesele daha rahat çözüme kavuşacaktır."

'SİLAH BIRAKMANIN BU YAZ GERÇEKLEŞMESİNİ ÖNGÖRÜYORUZ'

Ala, terör örgütü PKK'nın silah bırakma takvimine ilişkin de "Kısa zamanda, biz yaz aylarında bunun olmasını, yani bu yaz gerçekleşmesini öngörüyoruz. Çünkü bunun uzatılmamasında yarar var" dedi.

Ala, 'Terörsüz Türkiye' hedefine ilişkin TBMM'de yürütülecek olan çalışmalara ilişkin de "Cumhur İttifakı olarak, hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem Sayın Bahçeli, zaten meselenin belirleyicileri, irade ortaya koyup dirayetle arkasında duran liderler. Sayın Bahçeli’nin bu konudaki açıklamaları da çok önemlidir. Onların zamanlamasını ve nasılını, bu süreci şu anda yöneten güvenlik birimleri talep ettiğinde, onlar da devreye elbette girecektir. Yani, şimdi MİT’ten raporlar gelecek. Onlar, şimdi çalışmalarını yürütüyorlar. Bu çalışmaların bir aşamasında da mutlaka Meclis'in, ondan sonra başka kurumlar devreye girmesi ihtiyacı ortaya çıkacaktır. O çıktığı zaman da hemen yapılacaktır" diye konuştu.

'YAPISAL REFORMLARI GERÇEKLEŞTİRELİM İSTİYORUZ'

Ala, ileriki sürecin 'sesli reformlar dönemi' olmasını istediklerini kaydederek, "Bir reform programı hazırladık. Bu reform programında, birçok alanda, aşağı yukarı eş zamanlı, çok alanlı reform, yapısal reformları gerçekleştirelim istiyoruz. Bunlar, sosyal politikalardan ekonomik dönüşüme, temel hak ve özgürlüklerden dijital dönüşüme kadar birçok alanı kapsıyor. Çünkü bunları yaparsak, biz bu orta gelir tuzağına düşmeden, üst gelir grubuna çıkarız. Bunların temel çıktısı da aslında ekonomik olarak daha kolay anlatılabilir. Biz mesela aynı anda, sanayiye yapısal dönüşüme doğru da adımlar atıyoruz. Togg’u yaptık, elektrikli araç üretimine geçtik; dünyayla aynı anda. İHA, SİHA’larda; onların yüzde 95’i yazılım ve yüksek teknoloji. Yani, bu alanlara girdiğimiz zaman, nasıl başarı elde ettiğimizi görüyoruz" diye konuştu.

'REFORM PAKETİNDE YEREL YÖNETİM DÜZENLEMESİ DE YER ALIYOR'

Reform programında yerel yönetimlerle ilgili düzenlemenin de yer aldığını belirten Ala, "Bir ihtiyaç var; yerel yönetimler, merkezi yönetim. Bunlar zaten bu kadar hızlı gelişen, değişen dünyada, sürekli düzenlemelerin yapılması gereken alanlar. Ama bazen de reform gerekir. Yani meseleyi biraz yeniden değerlendirmek, ele almak lazım. Bizim bu reform programında, bu da ana başlıklardan birisi. Yani vatandaşa daha yakın birimlerin, daha çok yetkiye sahip olup, daha hızlı karar almalarını sağlayacak ve kaynak kullanımlarını düzenleyecek, sağlayacak imkanlar sunulması ve düzenlemeler yapılması bizim ana başlıklarımızdan birisi ama o şu anda çalışılıyor" ifadelerini kullandı.

Ala, bu yılın 'reformlar yılı' olacağını belirterek, "Önümüzdeki yasama dönemi de tamamen bu, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu reformların yapıldığı bir yasama yılı olacaktır" dedi.

sonbirsoz.com