Gazeteci Fatih Altaylı hakkında, kendisine ait sanal medya hesabında 20 Haziran’da yaptığı yayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle başlatılan soruşturma tamamlanarak dava açıldı. Dosya kapsamında yargılamayı yapan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık hakkında verdiği hükme ilişkin gerekçeli kararını açıkladı.
“SUİKAST VE ÖLDÜRÜLME İMASI” VURGUSU
Gerekçeli kararda, sanığın söylemleriyle katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “suikasta kurban gidebileceği veya öldürülebileceği yönünde tehditte bulunduğu” belirtildi. Sanık tarafından verilen cevaplar incelendiğinde ise, Cumhurbaşkanı’nın yeniden seçilmesine ilişkin değerlendirmeler yapıldığına dikkat çekildi.
VİDEONUN YAYGIN ETKİSİ VE KAST DEĞERLENDİRMESİ
Kararda, söz konusu video içeriğinin uluslararası bir platform olan YouTube üzerinden herkese açık şekilde paylaşıldığı ve yüz binlerce kez izlendiği vurgulandı. Bu durum dikkate alındığında, sanığın tehdit söylemini iletme kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği ifade edildi.
“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞİL”
Mahkeme, sanığın söylemlerinin hukuk düzenini cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik ifadeler kapsamında kaldığını belirtti. Bu nedenle söz konusu ifadelerin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği vurgulandı.
Kararda; topluma sunulan, sınırlanmaması ve özgür bırakılması gereken ifade veya haberlerin; kamu yararını gözetmesi, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmemesi, şiddeti teşvik etmemesi, nefret veya ayrımcılık içermemesi, suçu ve suçluyu övmemesi, terör ya da ayrılıkçı hareketleri meşrulaştırmaması ve başkalarının kişilik haklarını zedelememesi gerektiği hatırlatılarak, sanığın ifadelerinin bu ilkelere uymadığı ve şiddete teşvik edici nitelik taşıdığı kaydedildi.
CEZANIN HESAPLANMASI AYRINTILARIYLA YAZILDI
Gerekçeli kararda, sanık hakkında ‘Cumhurbaşkanına yönelik tehdit’ suçundan suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, suçun işlendiği yer ve zaman, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ve meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak önce 1 yıl hapis cezası verildiği aktarıldı.
Eylemin, Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırı kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle cezanın 1/2 oranında artırılarak 1 yıl 6 aya çıkarıldığı, ancak ilgili hüküm gereği cezanın 5 yıldan az olamayacağı dikkate alınarak sanığın 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği belirtildi.
Sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında farklı zamanlarda birden fazla kez eylemi gerçekleştirmiş olması nedeniyle 1/4 oranında artırım yapıldığı, bu değerlendirmeler sonucunda sanığın 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldığı kaydedildi.
İNDİRİM VE TUTUKLULUK DEĞERLENDİRMESİ
Kararda, sanığa verilen cezanın geleceği üzerindeki etkisi dikkate alınarak 1/6 oranında indirim uygulandığı ve cezanın 4 yıl 2 ay hapis cezasına düşürüldüğü ifade edildi. Sanığın gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin cezasından mahsup edilmesine de karar verildi.
Mahkeme, verilen cezanın miktarı ve süresi dikkate alındığında sanık hakkında kaçma şüphesinin bulunduğunu, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalabileceğini belirterek tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu kanaatine vardı ve sanığın hükmen tutuklanmasına karar verdi.