Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 105'inci Birleşimi'nde gündem dışı söz alan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı, 2 Temmuz Madımak ve 5 Temmuz Başbağlar katliamlarını ele aldı. Taşcı, her iki olayın da Türkiye'de kimlikler üzerinden ayrıştırma ve adaletin çifte standardı meselesi açısından derin anlamlar taşıdığını ifade etti.
Selcan Taşcı, “Katilin kimliğine göre suçlu, maktulün kimliğine göre masum belirleniyor” diyerek toplumda oluşan çifte vicdan anlayışını eleştirdi. Madımak'ta yakılarak öldürülen iki kız kardeşin hikâyesini paylaşan Taşcı, “Bu ülkenin çocukları Ankara'da bir hacı ziyareti sırasında evlatlarının katledildiğini öğrenmek zorunda kaldı” sözleriyle olayın toplumsal etkisine dikkat çekti.
Madımak ve Başbağlar üzerinden yıllardır yürütülen karşılaştırmalı söylemin yanlış olduğunu ifade eden Taşcı, “Birine ‘ama' denildiğinde diğerinin önemi azalmıyor” dedi. Her iki katliamın da aynı zihniyetin ürünü olduğunu savunan Taşcı, “Kaç bin kere öldüysek aynı katilin maktulüydük aslında bu ülkede” sözlerini kullandı.
Başbağlar katliamında adaletin sağlanmadığını belirten Taşcı, yargılamaların usulsüzlüklerle sonuçsuz bırakıldığını vurguladı. 20 failin yakalandığını ancak yargı sürecinin farklı illere taşındığını, müdahillik taleplerinin reddedildiğini ve itirafçıların ifadelerine rağmen sanıkların serbest bırakıldığını dile getirdi.
Taşcı konuşmasının devamında, Irak ve Suriye'de yaşanan gelişmelerin de mezhepsel ayrışma üzerinden yürütüldüğünü belirterek, benzer tehditlerin Türkiye'yi de etkileyebileceğini söyledi. “Bugün hepimiz o kalabalığın içine atan itfaiyeciler gibi değil, insan kurtaran komiserler gibi olmayı seçebiliriz” diyen Taşcı, toplumsal vicdanın korunması gerektiğini ifade etti.
Selcan Taşcı, “Konfor alanımızı kaybetmemek için yanlışa ortak olmak yerine direnmeyi seçmeliyiz” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI