Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etmek ve eski İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökçe'nin cezaevindeki nikah törenine katılmak için cezaevine geldi. 12.00'da cezaevine giriş yapan Özel, yaklaşık 2 buçuk saat cezaevinde kaldıktan sonra açıklamalarda bulundu. Özel'e ziyaretinde İBB Başkanvekili Nuri Aslan, Buğra Gökçe'nin eşi Filiz Kahveci eşlik etti.
'HAYIRLI BİR İŞ İÇİN GELDİK'
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, "Yine Silivri'deyiz. Hani derler ya 'hayırlı bir iş için' buraya geldik. Özünde çok hayırlı bir iş için geldik. Ama bu hayırlı işi, düşman hukuku uygulanan arkadaşlarımızla beraber bu uğursuz mekanda yapmak zorunda kaldık. Onun için öncelikle şunu söyleyeyim. İçeride de evlenme cüzdanını takdim ederken Buğra ve Filiz'e bu töreni tekrarlayacağımızı söyledim. Milyonların bugün kalbinin burada olduğunu ve çok kalabalık, çok neşeli bir törenle bunu tekrarlayacağımıza olan inancımızı vurgulayarak orada sözlerimi tamamlamıştım" dedi.
'MASAK RAPORUNDAKİ PARA HAREKETLİLİĞİNİ VE DEKONTU GÖSTERDİ'
Özgür Özel, “Bugün ben Kadriye Kasapoğlu'nu ziyaret ettim. Dün söylemiştim, '12 yaşındaki Çınar'ın gözyaşında boğulacaksınız' diye. Bugün Kadriye Hanım'ın gözyaşlarına ama kendisine olan güvenine tanıklık ettim. Kadriye Hanım şunu söylüyor, bütün Türkiye'ye söylüyoruz. 'Eğer' diyor, 'O telefon bir suç aleti olsaydı. Ben de delili, suç aletini gizleme ve karartma niyetinde olsaydım. Onu yıllar önce bilgi işleme verip de, bunu santrale yönlendirin, alet de sizde olsun, demek yerine denize atsaydım suç aletini, şimdi oğlumun yanındaydım' diyor. Kadriye Hanım'ı ilk aldılar. 'Bir sene önce satın aldığı arabanın üç yıl önce İpsala'dan çıkmasını, rüşvet paralarını bulamıyoruz Türkiye'de. Sen bu araba ile yurtdışına mı kaçırdın?' dediler. Dedi ki 'Ben o arabayı Aralık ayında satın aldım. Bundan iki - üç sene önce. Araba benim değildi.' Satın aldığı günü, MASAK raporundaki para hareketliliğini ve dekontu gösterdi. 'Şu aracın satın alma parası' diye. 'Hay Allah' dediler. Yine de tutuklama talep ettiler. Vicdanlı bir hakim saldı, 'Bununla tutuklama mı olur?' diye. Bu sefer telefonu bahane edip getirip, başka hakime düşürüp tutuklattılar. Suçu ne? Suçu; Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanıyken kullandığı telefonu, 'Beylikdüzü'nden arayan olur. İBB Başkanı oldu havaya girdi telefonunu değiştirmiş, demesinler' diye telefonunu yönlendirmiş. 'Bu telefonu alın. Santrale yönlendirin. Cihaz sizde dursun' diyen Kadriye Hanım. Bakın 'Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu' diye kayıtlı bende. Arıyor o numarayı. Bu telefon numarası hepimizde olan, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2 milyon üyesinin görebildiği numara" dedi.
'ÇATIŞMAYI BİTİRİN İŞİMİZE GÜCÜMÜZE BAKALIM'
Özel, "Şimdi 50 yıllık çatışmaları bitirip, barış süreci, çözüm süreci ve süreç süreci başlatanlara sesleniyorum. Bu çatışmayı bitirin, işimize gücümüze bakalım. Bütün Türkiye işine gücüne baksın, önümüze bakalım. Bize düşman hukuku uyguladıkça, size savaşta savaş ilan edilmiş bir parti, bir yapı nasıl cevap verirse öyle cevap vermeye devam edeceğiz. Avrupa'da 'Dün dost bildiklerim' diye dönmüş, Türkiye'deki demokrasiyi savunan ve bizimle dayanışma gösterenlere sitem ediyor. Ne oldu ya? Bu işler olmasaydı 'dostum' demeye devam ederdin. İyi ilişkiler devam ederdi, biz de katkı sağlardık. Benim de dostum, senin de dostun. Benim akrabam, senin mevkidaşın. Niye bozulsun ilişkiler? Sen bozdun" ifadelerini kullandı.
'SEKİZ YILDIR MEMLEKETTE İYİYE GİDEN BİR ŞEY YOK'
Özel, "'Sivil Anayasa yapmak lazım, darbe Anayasası'ndan kurtulmak lazım' lafını 2010'da çok duyduk. Arkasından devleti; askeriyle, polisiyle, yargısıyla FETÖ'ye teslim eden bir Anayasa çıktı ortaya. Bütün yüksek yargıyı ele geçirdiler. O süreçten Tayyip Bey de canını zor kurtardı. 2017 yılında 'Sivil Anayasa. Asker Anayasası'ndan kurtulacağız' diye geldiler, sekiz yıldır memlekette iyiye giden bir şey yok. Hatta ben duyduğumu hatırlıyorum. Yani bir metin yoktu. O metni Devlet Bey'in herhalde 100 maddelik Anayasa önerisini Erdoğan'la paylaştığı 2011 yılında bir çalışmaları vardı. Galiba yarı başkanlığa benzer, 'Cumhurbaşkanı olsun, başbakanı olsun, bakanlar Meclis'ten seçilsin, yemin etsin ve denetlensin. Gensoru geri gelsin' falan. Yani üç yıl sonra yapılan işin yanlış olduğuna MHP de dile getirip, hatta şimdi de MHP'nin cümle aralarından okuyorum ben onu; 'Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tüm yönleriyle güçlendirilip kalıcılaştırılması için revizyon' falan ama bir sürü rahatsızlık var. O günden bugüne bu vatandaşın bir yüzü gülmedi. Yani ne mahkemede adalet var, ne çarşı ve pazarda adalet var. Gelirde adalet yok, mutfakta adalet yok" dedi.
sonbirsoz.com