İsrail’in 13 Haziran’da başlattığı ve "Yükselen Aslan" adını verdiği saldırı operasyonları ile İran’ın "Gerçek Vaat" isimli misillemesiyle başlayan çatışmalar sekizinci gününde sürüyor. Karşılıklı füze saldırılarının gölgesinde ilerleyen savaşta, iki taraf da askeri hamlelerinin yanı sıra psikolojik savaş yürütüyor.
İran ordusu, son olarak İsrail'e yönelik geniş çaplı bir misillemede bulundu. Tel Aviv, Ramat Gan, Holon ve güneydeki Berşeva kentleri, İran’dan fırlatılan onlarca füzenin hedefi oldu. Saldırı sonrası bölgelerde alarm seviyesi yükseltilirken, can kaybına dair henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, savaşın sona ermesi için net bir mesaj verdi. Erakçi, “İsrail saldırıları durmadıkça, müzakerelerin söz konusu olmayacağını” vurgulayarak barış için ilk adımın Tel Aviv yönetiminden gelmesi gerektiğini belirtti.
İsrail cephesindeyse sert açıklamalar dikkat çekti. Savunma Bakanı Yoav Katz, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve üst düzey askeri yetkililerle yaptığı görüşmenin ardından kameraların karşısına geçti. Katz, “Tahran’daki rejim hedeflerine yönelik saldırıları yoğunlaştırma” talimatı verdiğini duyurdu.
Açıklamasında, “Besic ve Devrim Muhafızları gibi rejimin tüm sembollerinin vurulması gerektiğini” belirten Katz, İran’ın nükleer programına dair de çarpıcı ifadeler kullandı. Katz, “İsrail, İran’ın nükleer programını engellemek için tesisleri ve bilim insanlarını hedef almaya devam ederken, Tahran’dan toplu nüfus tahliyesi gerçekleştirmesi gerekiyor” dedi.
Ancak Katz’ın bu açıklamaları İran kamuoyunda tam tersi bir etki yarattı. Özellikle Cuma namazı sonrası, İran’ın dört bir yanında halk sokağa çıktı. Binlerce kişi, İsrail karşıtı sloganlar ve dualarla saldırıları protesto etti. Meydanlarda adım atacak yer kalmazken, protestolarda en çok öne çıkan mesaj “Direniş” oldu.
İsrail'in, İran’daki muhalefeti harekete geçirme girişimi ise beklenen etkiyi yaratmadı. Sürekli bombalanan kentlerde bile halk, birlik içinde sokaklara dökülerek karşı duruşunu sergiledi.