TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş:
"Komisyon, çözüme ulaştırılacak sorunların müzakeresi üzerinde uzlaşılan teklif ve tavsiyelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne iletilmesi ve bahse konu süreçlere millet adına vaziyet etmek için vardır.
Komisyonumuz on yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen ve kardeşi kardeşten uzaklaştırmaya çalışanların provoke ettiği bir meseleye yeni bir gözle bakma iradesinin de yansımasıdır.
Burada asli meselemiz, hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir. Meclisin halkın sesi olmanın yanında toplumsal barışın taşıyıcısı, kardeşliğin teminatı, çözümün meşru adresi olduğunu hatırlatma iradesidir. Siyasi hesaplarla, dar tanımlarla ve kalıplarla değil, cesaretle, vicdanla ve adaletle hareket etmenin adıdır.
Kardeşliği kalıcılaştırmaya ve farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak kabul edip ortak yaşamı güçlendirmeye dönük bir çağrıdır. Esasında milletimiz arasındaki birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları, toplumumuzun asırlar boyunca en önemli toplumsal yapı taşı olmuştur.
'KARANLIK YILLAR, HER BİR YURTTAŞIMIZIN ORTAK KAYBIDIR'
Küresel emperyalizmin “böl, parçala, yönet” politikalarının kirli aracı olarak kullanılan terör aparatları vasıtasıyla içimize suni şekilde sokulmaya çalışılan ayrılık fitnesine milletimiz hiçbir zaman itibar etmemiştir.
Terör eylemlerinin ülkemize yaşattığı karanlık yıllar, her bir yurttaşımızın ortak kaybıdır, ortak acısıdır. Terör, bu topraklarda uzun yıllar boyunca sadece canlarımızı almadı; Emeğimizi, umudumuzu ve ortak hayalimizi de çaldı.
Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihinin yaklaşık 50 yılında, enerjimizi içerideki karanlıkla boğuşmakla geçirdik. Farklı terör örgütlerinin arkasına saklanarak yürütülen kirli oyunlar, ülkemizin güçlü, müreffeh, huzurlu bir ülke olma hedefinin önünde yıllarca en büyük engeli oluşturdu.
Tek bir terör örgütü değil; farklı isimler ve maskeler altında birçok yapının, ülkemizin önünü yıllarca kesmeye çalıştığına da hep birlikte şahit olduk.
Çevremizdeki çoğu ülkede bu yapılar eliyle bölgemiz istikrarsızlaştırılmaya çalışılmış; kardeş halklar arasında çatışmalar, katliamlara yol açılmış; milyonlarca insan topraklarından edilerek sığınmacı durumuna düşürülmüştür.
Bugün FETÖ dâhil darbe girişimlerini boşa çıkaran ve terör örgütünün etkisini kıran kararlı adımlarla birlikte, yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Yeni dönem; siyasetin, düşüncenin ve vicdanın daha çok konuşulduğu bir dönem olmak zorundadır.
Evladını yitiren annenin, dükkânını kapatmak zorunda kalan esnafın, yaylasına çıkamayan köylünün ve kamu adına görev yaparken can veren, şehit olan kamu görevlisinin acısı, hepimizin ortak acısıdır.
Eşitliğin ve adaletin imkânlarını ve gücünü daha da yüksek sesle konuşmanın zamanı gelmiştir.
Bu komisyonun bir diğer misyonu da budur.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra birbirinden kopartılan, aralarına tel örgüler çekilen halklar artık yeniden birbirlerini daha yüksek sesle duymayı hak ediyor.
Attığımız her adım, bu kadim coğrafyada barış ve kardeşliği tahkim etmeye yönelik olmalıdır. Bu çerçevede, terörsüz Türkiye aslında, açıkçası terörsüz bir bölge demektir. Gayet açıktır ki Türk-Kürt kardeşliği, coğrafyamızın asli kodudur.
Çanakkale’de omuz omuza savaşanların torunlarıyız. Kaderdaşlık yalnız savaş meydanlarında değil; alın terinde, acıda ve umutta da birlikte yürümektir.
Bugün de bizler, halkın tam da içinden çıkan o akla yaslanarak, o millî irfanı kuşanarak, tarihi bugünün anlayışıyla yeniden yorumlamak ve geleceği bu iradeyle kurmak mecburiyetindeyiz.
Küresel şartlar ve bölgesel gelişmelerin kırılganlığına rağmen; içeride birliğimizi büyütmek, toplumsal huzuru pekiştirmek; dışarıda ise bölgesel barışı korumak mecburiyetindeyiz.
İç cephemizi tahkim etmek, Türkiye’nin istikrarını kurumsal ve siyasal hakla oturtmak zorundayız. Meclis, 1000 yıllık kardeşliği yeniden hatırlatmakla kalmayacak, Siyasal düzlemde yeniden tarif edecektir.
Bilinmelidir ki şahit olduğumuz silah bırakma süreci bir pazarlığın sonucu asla değildir. Milletimizin huzura, birliğe dair kararlılığının sonucudur ve bunun yansımasıdır. Bugün iftihar ettiğimiz gelişmeler, insanımızın emeğini ve vaktini çalan bir engelin ortadan kalkması istikametindedir.
Eğer terör belasıyla uğraşmamış olsaydık, eğer bütçemizin önemli bir bölümünü yıllarca terörle mücadeleye değil, kalkınmaya ayırabilseydik; nice okullar, üniversiteler, hastaneler çok daha önceleri inşa edilebilirdi.
Daha çok öğrenci, daha nitelikli eğitimle buluşur; daha çok insanımız sağlığa daha kolay ve hızlı erişirdi. Bugünlerde ulaştığımız bu noktaya çok daha önceleri ulaşmamız mümkündü.
Bugün iftihar ettiğimiz savunma teknolojilerimiz, kendi helikopterlerimiz, uydularımız, millî savunma sanayinde geldiğimiz bu seviyeye belki çok daha erken zamanlarda ulaşabilirdik. Fakat tüm bu kayıpların ötesinde, en ağır bedel şüphesiz ki canla ödenmiştir. Manevî kayıplar, unutulmaz acılarımızdır.
Canları pahasına bu vatanı savunan tüm kahramanlar, bugün burada başlattığımız sürecin manevî mimarlarıdır. Bu istikamette atacağımız her adımda, onların emanetine sadakatle bağlı kalacağımızı ilan ediyoruz. Bu komisyon, sözünü yükselten herkesin kürsüsüdür. Her kuruma bir kez daha yürekten teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki katkı veren herkes, bu memleketin mayasında kardeşlik olduğunu göstermiştir ve gösterecektir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli basın mensupları,
Milletin taleplerinin siyasal zeminde buluşması, kurumlar arası koordinasyonun sağlıklı yürütülmesi; istikrar ve huzur için elzemdir.
Bu açıdan tartışmanın doğru mecrası Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onu temsilen bugün burada oluşturduğumuz komisyondur. Çünkü milletin tamamını temsil eden, her fikrin ve kimliğin söz söyleyebildiği yer tam da burasıdır.
Dikkatinizi çekmek isterim: Bugün burada sadece grubu olan siyasi partiler değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen bütün siyasi partilerin temsilcisi arkadaşlarımız buradadır.
Diyebiliriz ki bu salon, toplumun %98’inin temsil edildiği bir siyasi iradenin yansımasıdır. Her bilgilendirme ve adım, şeffaf ve kapsayıcı biçimde yapılacaktır. Bu çatının altında yürütülen her çalışma, halkın gözü önünde ve millet iradesinin güvencesiyle ilerleyecektir. O yüzden komisyonun işleyiş prensiplerini ilk günden itibaren açık bir şekilde ifade etmek zorundayız.
Hiç şüphesiz, bunlardan ilki şeffaflıktır. Çünkü milletimizin her adımı bilmeye, her adımda gerçekleştirilenleri öğrenmeye hakkı vardır ve bunun yegâne muhatabıdır.
Bir diğer ilkemiz açıklık olmalıdır. Çünkü saklı gündemlerin, örtük hesapların toplumsal barışa hiçbir katkısı yoktur.
Üçüncü temel ilkemiz ise, hiç şüphesiz çoğulculuk olmalıdır. Çünkü bu topraklar tek renkle değil, çok sesle, çok kültürle anlamlıdır.
Değerli milletvekili arkadaşlarımın, komisyon çalışmaları hakkında kamuoyunun ve basının bilgilendirilmesi yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından yürütülecektir. Çünkü süreci zehirleyebilecek ve provoke edecek açıklamalara itibar edilmemesini sağlamak da bu komisyonun başlıca görevlerinden birisidir.
Onun için kamuoyunu, basınımız vasıtasıyla da yerinde, zamanında, doğru bilgilendirmek önceliklerimizden birisi olmalıdır.
Bu komisyonda ele alacağımız konu, yani Türkiye’nin terörü bırakmasıyla birlikte ele alacağımız konular, herhangi bir siyasi partinin tek elinde olan konular değildir.
Bu süreç, Türk’ün de Kürt’ün de her kesimden yurttaşın ortak geleceğini ilgilendiren bir beka meselesidir.
Burayı tekraren söylüyorum:
Bu süreç, Türk’ün de Kürt’ün de her kesimden yurttaşın ortak geleceğini ilgilendiren bir beka meselesidir.
Dolayısıyla komisyonumuz, müzakereci bir istişare organı olarak hareket edecektir.
Komisyonumuz, müzakereci bir istişare organı olarak hareket edecektir.
Bu zeminde, farklı fikirlerin ve hissiyatların ortak akılla bir akılda birleşmesini sağlayacak bir anlayışla çalışacaktır.
Komisyonun görev ve sorumlulukları arasında, özellikle silah bırakma sürecinin millet adına takibi, büyük önem taşımaktadır.
Bu süreç; hukuki çerçevesiyle, sosyal zeminiyle, siyasal diliyle dikkatle izlenmeli, yönlendirilmeli ve gerektiğinde öneriler sunulmalıdır.
Burada önemli bir hususu da vurgulamak istiyorum:
Hiç şüphesiz bu sürecin en önemli hususiyetlerinden birisi de toplumsal psikolojinin iyi bir şekilde yürütülmesidir."
Ayrıntılar Geliyor...