İspanya’da forma giyen Arda Güler, kariyer yolculuğunu The Players Tribune için kaleme aldı. Yayımlanan mektup büyük ses getirirken, Arda’nın anlattıkları hem duygulandırdı hem de ilham verdi.
Arda, “Size hikâyemi anlatmanın zamanı geldi” diyerek başladığı mektubunda, çocukluğunda yaşadığı zorlukları şu sözlerle anlattı: “Ankara’da bir apartmanın birinci katında büyüdüm. Babam iflas etti çünkü her şeyini futbola verdi. Dükkanı kapattığında ‘Oğlum, battık’ dedi.”
Fenerbahçe’ye transfer sürecinden de bahseden genç yıldız, "Fenerbahçe beni istedi ama ailem için para daha önemliydi. Yine de babam, ‘Boğulacaksan büyük denizde boğul’ dedi ve İstanbul’a gitmeye karar verdik"
Fenerbahçe’de ilk A takım deneyimini anlatırken Arda, “15 yaşındaydım. Pereira döndü ve ‘Arda hazırlan’ dedi. Sahaya çıktığımda kendimi sakin hissettim. Serbest vuruşta Sosa’ya ‘Ben mi?’ dedim. O vurdu, kaçırdı. Babam maç sonrası bana ‘Sen vursan gol olurdu’ dedi” ifadelerini kullandı.
Mesut Özil’in kendisine çok şey öğrettiğini, 10 numaralı formayı giymenin bir kupa kazanmak gibi olduğunu belirten Arda, Real Madrid sürecini ise şöyle özetledi:
“Babam bir gün geldi ve ‘Real Madrid seni istiyor’ dedi. Ancelotti ile görüntülü görüştüm. ‘Modrić ve Kroos yaşlanıyor, seni orta sahada oynatabiliriz’ dedi. Annem ağladı.”
Madrid günlerinden unutulmaz bir anı da paylaşan Arda, Raúl ile tanışma anını şöyle anlattı: “Ancelotti bana tanıştırırken ‘Bu Raúl’ dedi. Şaka yapıyor sandım, inanmadım. En sonunda Modrić bile ‘Bu Raúl’ deyince ikna oldum.”
“En genç abi Arda Abi” olarak tanındığını söyleyen genç yetenek, Modrić’in kendisine “Bu pozisyon tam senlik” demesinden büyük gurur duyduğunu da belirtti.
Şampiyonlar Ligi'ni kazandıklarında kupayı kaldırmak istemediğini itiraf eden Güler, “Sahada yeterince katkı vermedim, utandım” dedi. Avrupa Şampiyonası'nda ise attığı golle tüm ilgiyi üzerine çekti.
Portekiz maçına dair anısını anlatırken, “Marca ‘Arda Cristiano’ya meydan okuyor’ yazdı. Maç 3-0 bitti, Ronaldo benimle konuşmadı. Daha sonra Avusturya taraftarları ‘Arda Güler de kim?’ diyordu. Şok oldum. Ama hatırladım, ben savaşçıyım. Jorge Jesus beni kadroya almadığında yağmur altında tek başıma çalıştım. Ağladım ama bir daha asla vazgeçmedim.”
Arda Güler’in mektubu, genç yaşına rağmen yaşadığı büyük yolculuğu ve güçlü karakterini gözler önüne serdi. Türkiye’nin gururu olan genç futbolcu, sadece sahada değil, kalemiyle de yüreklere dokundu.